Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı ve 89. İslam Halifesi. Batıda Muhteşem Süleyman, Doğuda ise adaletli yönetimine atfen Kanuni Sultan Süleyman olarak da bilinmektedir. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar, yaklaşık 46 yıl boyunca padişahlık yapan ve 13 kez sefere çıkan I. Süleyman, saltanatının toplam 10 yıl 1 ayını seferlerde geçirmiştir. Çok klasik bir giriş değil mi?
Osmanlı İmparatorluğu'nun son yükselme devri padişahı gibi olsada sonun başlangıcında duran bir padişahtır. Aile hayatı ve devlet hayatı içerisinde kendini kayıp etmiş bir Sultan olabilir benim görüşümce Muhteşem Süleymen ismini sonuna kadar hak eden bir insan ve dahi Büyük İskenderi bile geçecek bir Muhteşemlik denilebilir. Devlet yönetimi üzerinde ağır bir otoritesi olmasına rağmen zirvedeki yalnızlığını eşi Hürrem Sultan ve Makbul İbrahim ile gidermeye çalışan bir adam. Hayattaki ilk büyük hatası Makbul İbrahim Paşayı kendisine eş tutacak değerde önem ve devlet yetkisi vermesiydi. Bu hatası ona bir arkadaşa mâl oldu en iyi arkadaşını öldürdümesi en zor kararı olabilir oğulları için bile bu kadar zorlanmış olmayabilir.
Makbul ibrahim Paşanın hayatta olduğu ve devlet işlerinde yetkileri arttığı zamanlarda genel olarak Avrupa üzerine düzenlenmiş bir siyaset ver iken Damat Rüstem Paşa zamanında daha çok doğu üzerine bir siyaset izlenmiş. Devlet vizyonu yeni padişah tahta geçtiğinde değişmesi gerekirken başaka bir vezir geldiğinde devletin vizyonu ve siyası yapısı değişmeye başlamıştır. Kanuni sonrasında da bu şekilde devam ettiği görülmektedir. Kanuni Sultan Süleymanın en büyük zaferlerinden olan Mohaç Meydan Muharebesini veziri ve komutanı olan Makbul ibrahim Paşa önderliğinde kazanmıştır.
Damat Rüstem Paşa döneminde Avrupa vizyonu geri plananda bırakılarak İran üzerinde ve Hint seferleri başlamıştır. Bu seferlerin ardından Preveze Deniz savaşında Haçlı donanmasının yenilmesi ve Akdenizin bir Türk gölü haline gelmesi İtalya kıyılarının Osmanlı donanması tarafından topa tutulması ve tekrardan Otranto şehri ve kalesinin alınması gibi olaylar ve savaşlar yaşanmıştır. Bu savaş ve olayların sonrasında Kanuni mordordan bakan Sauron gibi gözlerini İran üzerine çevirmiştir. Bu dönemde en büyük oğlu Şehzade Mustafayı İran seferi sırasında boğdurtarak kışı Amasyada geçirmiş ve ardından İran ile Amasya Antlaşmasını imzalamıştır.
Yaşanan bunca savaş ve olay içerisinde Osmanlı mimarisi gelişmiştir. Hürrem Sultan Külliyesi, Süleymaniye, Şehzade Camii gibi bir çok mimari eser kazanılmıştır. Mimari dışında Macaristan Fethi sayesinde dönemin ve günümüzün en iyi sayılabilecek bir kütüphanesi İstanbula getirilmiştir ve bunula kalınmamış üç güzeller olarak adlandırılan heykeller şimdiki Sultan Ahmet meysanına dikilmiştir. Kahve Kanuni zamanında ülkemize gelmiş olup ilk kahvehaneler kurulmuştur. Bunların yanında nakkaş ve minyatür sanatında gelişmeler yaşanmıştır. Matrakçı Nasuh bu dönemde Kanuni'nin gözüne girmiş Şövalyelerin şahı denilsede minyatür, nakkaş ve edebiyat üzerinde eserler vermiştir.
Muhteşem Süleyman için sayfalarca yazılar yetmez ama size kısa bir bilgilendirme olması için bu yazı yazılmıştır. Devamı gelecektir daha detaylı bir şekilde bu sadece yeni bir başlık altında ilk yazımızdır.